بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ أَرَءَيۡتَ إِذۡ أَوَيۡنَآ إِلَى ٱلصَّخۡرَةِ فَإِنِّي نَسِيتُ ٱلۡحُوتَ وَمَآ أَنسَىٰنِيهُ إِلَّا ٱلشَّيۡطَٰنُ أَنۡ أَذۡكُرَهُۥۚ وَٱتَّخَذَ سَبِيلَهُۥ فِي ٱلۡبَحۡرِ عَجَبٗا ٦٣

Gördün mü? dedi: kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum, ve bana onu söylememi her halde şeytan unutturdu, o âcayib bir sûrette denizdeki yolunu tutmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ ذَٰلِكَ مَا كُنَّا نَبۡغِۚ فَٱرۡتَدَّا عَلَىٰٓ ءَاثَارِهِمَا قَصَصٗا ٦٤

İşte dedi: aradığımız o ya, bunun üzerine izlerini takip ederek gerisin geri döndüler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَوَجَدَا عَبۡدٗا مِّنۡ عِبَادِنَآ ءَاتَيۡنَٰهُ رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَا وَعَلَّمۡنَٰهُ مِن لَّدُنَّا عِلۡمٗا ٦٥

Derken kullarımızdan bir kul buldular ki biz ona nezdimizden bir rahmet vermiş ve ledünnimizden bir ilim öğretmiştik.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لَهُۥ مُوسَىٰ هَلۡ أَتَّبِعُكَ عَلَىٰٓ أَن تُعَلِّمَنِ مِمَّا عُلِّمۡتَ رُشۡدٗا ٦٦

Musâ, ona öğretildiğin ilimden bana bir rüşd öğretmen şartı ile sana ittiba edebilir miyim? dedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا ٦٧

Doğrusu, dedi: sen benimle sabredemezsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَيۡفَ تَصۡبِرُ عَلَىٰ مَا لَمۡ تُحِطۡ بِهِۦ خُبۡرٗا ٦٨

Havsalanın almadığı şeye nasıl sabredeceksin?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ سَتَجِدُنِيٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ صَابِرٗا وَلَآ أَعۡصِي لَكَ أَمۡرٗا ٦٩

İnşaAllah dedi: beni sabırlı bulacaksın ve senin hiç bir emrine âsı olmam.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ فَإِنِ ٱتَّبَعۡتَنِي فَلَا تَسۡـَٔلۡنِي عَن شَيۡءٍ حَتَّىٰٓ أُحۡدِثَ لَكَ مِنۡهُ ذِكۡرٗا ٧٠

O halde dedi: eğer bana tabi olacaksan bana hiç bir şeyden suâl etme tâ ben sana ondan bir söz açıncaya kadar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱنطَلَقَا حَتَّىٰٓ إِذَا رَكِبَا فِي ٱلسَّفِينَةِ خَرَقَهَاۖ قَالَ أَخَرَقۡتَهَا لِتُغۡرِقَ أَهۡلَهَا لَقَدۡ جِئۡتَ شَيۡـًٔا إِمۡرٗا ٧١

Bunun üzerine ikisi bir gittiler, nihayet gemiye bindiklerinde tuttu gemiyi yaraladı, â, dedi: ehalisini gark etmek için mi yaralandın onu? AlimAllah müdhiş bir şey yaptın.

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ أَلَمۡ أَقُلۡ إِنَّكَ لَن تَسۡتَطِيعَ مَعِيَ صَبۡرٗا ٧٢

Demedim mi, dedi: doğrusu sen benimle sabredemezsin?

– Elmalılı Hamdi Yazır

قَالَ لَا تُؤَاخِذۡنِي بِمَا نَسِيتُ وَلَا تُرۡهِقۡنِي مِنۡ أَمۡرِي عُسۡرٗا ٧٣

Beni dedi: unuttuğumla muâhaze etme ve bana bu işimden dolayı güçlük çıkarma.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu